E-postalarımızı Saklamak!

Seth Godin blogunda, e-posta listesini seneler evvel attığını belirtmiş. E-posta ile, eğer yeterince iyi bir itibanız varsa, insanları harekete geçirmenin çok kolay olduğunu belitmiş.

Diyor ki “E-postanızı, sadece gerçekten söyleyecek önemli birşeyleriniz için saklayın!”.

Ne dersiniz? Söyleyecek birşeylerimiz olana kadar e-posta ile pazarlama yapmayı bıraksak mı?

Her Pazarlamacının Bilmesi Gereken Rakamlar (4)

Tüketiciler, başkalarından duyduğu ürün/hizmet tavsiyelerini %84 oranında güvenilir buluyorlar.

Kaynak: TalkTrack, Keller Fay Group, 2006

Harley Davidson; Kadınlar İçin Motorsikletler

pazarlamacanavari_harleyf1.jpg
pazarlamacanavari_harleyf2.jpg

Hiçbirşey Gerçekler Kadar Acı Değildir

pazarlamacanavari_bild1.jpg
Bild’in Almanya’da düzenlediği kampanya.

Tuvaletlerde pisuvarların üzerine birer ayna yerleştirlmiş.

Aynaların üzerinde “Hiçbirşey, gerçekler kadar acı değildir” yazıyor.

pazarlamacanavari_bild2.jpg

Her Pazarlamacının Bilmesi Gereken Rakamlar (3)

Tüketicilerin %92’si, ürün/hizmet kararlarını başkalarından duyduklarına göre veriyor.

Kaynak: GfK NOP/Roper

Miele

pazarlamacanavari_mieleball.jpg

Gerilla Pazarlamacının Not Defterinden (4)

E-postalar hakkında asla unutmamanız gereken 3 şey;

1- Konu Kısmı:

Bir e-postanın “sil” butonundan kurtulmasının tek yolu, konu kısmının alıcının ilgisini çekmesidir. Her ne kadar “siz” ve “bedava” kelimeleri çekici olsa da, bu kelimeler gereğinden fazla kullanıldıklarından, artık alıcıyı etkileyemez durumdalar. E-postanın konu kısmı, ilanınızın başlığıyla aynı şeydir. Gerillalar bilir ki, eğer bir ilanı hazırlamak için 10 saatleri varsa, 9 saati başlığı seçmek için harcamak gerekir.

2- E-postanın açılış kısmı:

E-postalarınızın içeriğinin alıcılar tarafından okunmaya devam edilmesini sağlayan kısım burasıdır. Bu yüzden açılış işinizin hakkında değil, sadece alıcının hakkında birşeyler içermelidir. İnsanlar kendileriyle, işinizle olduğundan daha fazla ilgilenirler.

3- E-postanın uzunluğu:

E-postalarınızı mümkün olduğunca kısa tutun, tıpkı bu paragraf gibi…

Kaynak: Jay Conrad Levinson

SoBe Enerji İçeceği

pazarlamacanavari_sobe1.jpg

pazarlamacanavari_sobe2.jpg

American Express

Her Pazarlamacının Bilmesi Gereken Rakamlar (2)

Tüketicilerin %76’sı, firmaların reklamlarda kendilerine doğruyu söylediğine inanmıyor.

Kaynak: Yankelovich, 2005

Emektar Tekel Birası

pazarlamacanavari_tekelbirasi.jpg

Bazı ürünler var ki, bulmak ne kadar zor olsa da, fiyatı ne kadar artsa da, müdavimleri ondan vaz geçmiyor. Herhalde bizde bu örneğe en uyabilecek ürünlerden biri Tekel Birası.

TEKEL özelleştirilip Mey tarafından satın alındıktan sonra, bizim emektar bira da her yerde bulunmaya başlandı. Üstelik bu bira için çok ciddi bir pazarlama kampanyaları yapıldı, yapılıyor.

pazarlamacanavari_tekelbirasi.jpg

Herhalde müdavimlerinin çoğunun bu birayla bir anısı var. Benim için de Tekel Birası, ünversite yıllarımı bana hatırlatan ikonlardan biri. Senelerce, biryerlerde karşıma çıktığında tercih ettiğim bir biraydı.

İlgileneneler bilir, ilk dönemlerde, “O Bazılarının Tercihi” sloganıyla yeniden piyasaya sürülmeye başlanmıştı.

Akabinde, ilginç bir web sitesi ile Tekel Birası daha da popüler olmaya başladı. İlanlardan sonra bir de siteyi gezince herşey bana tuhaf geldi, hala kafamda PAZARLAMA İLETİŞİMİ ve TEKEL BİRASI bir araya gelemiyor!

Son olarak, 4’lük şişelerde “66 Yıllık Yepyeni Şişesiyle” sloganı ile satılmaya başlanmış bizim emektar.

Ben hala kafamda oluşan zıtlığı biryerlere oturtamadım. Tamam, MEY en doğru şeyi yapıyor; tabii ki her ürün gibi Tekel Birası için de pazarlama yapılmalı. Ama ben bu biranın “sefil” yanını seviyorum.

Bazı ürünleri -ya da en azından Tekel Birasını- pazarlamasız bırakmakta fayda var galiba. Ne de olsa bizler senelerdir bu birayı almak için hiçbir reklama, promosyona ihtiyaç duymadık. Hatta belki de dünyadaki en kötü dağıtım stratejisine sahip bu birayı bir şekilde bulduk, içtik.

Ey Mey, siz bu birayı adam gibi dağıtın yeter!

pazarlamacanavari_tekelbirasi.jpg

Müşteri Tecrübe Yönetimi Çalışması Sonuçları

Strativity Group tarfından yapılan Müşteri Tecrübe Yönetimi Çalışmasında, şirketlere sorulan sorular ve inaılmaz cevapları;

Bir müşterinizin yıllık ortalama değerini biliyor musunuz?
%12,9 Biliyor
%87.1 Bilmiyor

Bir müşteri şikayetinin işinize maliyetini biliyor musunuz?
%9.7 Biliyor
%90.3 Bilmiyor

Yeni bir müşteri elde etmenin maliyetini biliyor musunuz?
%8.6 Biliyor
%91. Bilmiyor

Şirketler müşteri ilişkileri yönetiminden bahsederken, bunları uygulamaktan kesinlikle acizler. Şirketler hala ürünlerin/hizmetlerin etrafında dönüyorlar, ilişkileri yönetmiyorlar.

Yeni bir müşteri elde etmenin, mevcut müşteriyi tutmaktan 5 kat daha maliyetli olduğu günümüzde, müşteri ilişkileri yönetimini yemeden, yutmadan pazarlamadan bahsetmek ancak ve ancak (traji-)komik olur.

Çalışmanın tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Her Pazarlamacının Bilmesi Gereken Rakamlar (1)

Amerika’daki tüketicilerin %68’i, kendileri gibi kişilerin görüşlerine inanıyorlar.

Bu yüzde, 2003 yılında sadece %22 idi. 

 

2003

2004

2005

2006

AMERİKA

%22

%51

%56

%68

AVRUPA*

%33

%51

%53

%56

KANADA

Bilgi yok

Bilgi yok

%55

%59

(Avrupa=İngiltere, Fransa ve Almanya)

Kaynak: Edelman Trust Barometer