Mükemmel Bir Sunum Yapmak İçin Tüyolar

İş hayatımızda özellikle son dönemde sürekli sunumlar yapıyoruz. Fikirlerimizi iletebilmek, ikna edebilmek için yaptığımız sunumların sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. Bu kadar sunum yapılıyorken, ne yazık ki sunumlar ile ilgili istatistikler dikkat çekici;
• Dünyada her saniye 350 PowerPoint sunumunu yapılıyor.
• Sunumdan 10 dakika sonra dinleyiciler söylenenin sadece %50 ‘sini hatırlıyor.
• Bir sonraki gün bu oran %30’a düşüyor.
• Üç gün sonra sunumun sadece %10’u hatırlanıyor.
İşte bu yüzden, etkili ve mükemmel sunumlar yapmak zorundayız. Bu yazının geri kalanında, daha iyi sunumlar yapabilmek için tüyoları bulacaksınız. Okumaya devam et

Topluluk önünde harika bir konuşma için…

TEDX’in harika bir çalışması, Chris Anderson topluluk önünde harika bir konuşma için yapılması gerekenleri anlatıyor.

Topluluk önünde harika bir konuşma için tek bir formül yok, ama en iyilerinin ortak bir gizli bileşeni var. TED Küratörü Chris Anderson bu sırrı paylaşıyor — bunu gerçekleştirmeniz için dört yolu da. Paylaşmaya değer bir fikri paylaşmak için gerekenlere sahip misiniz?

2016 Yılı Pazarlama Trendleri

Koca bir yılı yeniden geride bıraktık. 2015 yılı birçok açıdan hem Dünya hem de Türkiye için farklı bir yıl oldu. Gelenek olduğu üzere, bu sene de her sene yaptığım gibi yılın son ayında bir sonraki yıla damgasını vuracak olan pazarlama trendlerini bir araya getirdim. 2016 yılı ile ilgili pazarlama planlarınızı yaparken, yeni yılda gerçekleştireceğiniz pazarlama stratejilerinizi belirlerken bu trendleri göz önüne almanızda büyük fayda olacaktır.

1- İlişki pazarlaması daha da değerlenecek
Tüm pazarlamacılar artık müşterileri hakkında çok geniş bir bilgi setine sahip, dolayısıyla tarihte hiç olmadıkları kadar çok müşterilerini tanıyorlar. Müşterilerin bu kadar iyi tanınması ile kişiselleştirilmiş pazarlama uygulamaları daha da artacak, müşterileri daha uzun süre markaya bağlı tutacak ama gerçekten müşteri gözünde değerli uygulamaların sayısı 2016 yılında artacak. Kitlesel pazarlamanın belki de en hızlı düşüşünü 2016 yılında beraberce deneyimleyeceğiz.

2- Geçici pazarlama (ephemeral marketing) yaygınlaşacak
Geçici pazarlama (ephemeral marketing) saniyeler içerisinde oluşturulan ve yine saniyeler içerisinde yok olan pazarlama aktiviteleri anlamına geliyor. Yeni dünya düzeninde, herşeyin çok hızlı değiştiği bir dünyada son kullanma tarihi olmayan bir pazarlama aktivitesi olamaz. İşte geçici pazarlamanın mantığı da tam olarak bu mantık üzerine kurulmuş durumda. Artık uzun vadeli, izler bırakan pazarlama aktiviteleri değil, çok kısa süreli, anlık ve iz bırakmayan pazarlama aktiviteleri daha da yaygınlaşacak (Bu konuda en yaygın uygulama hala Snapchat).

Okumaya devam et

Apple’in Kurucusu Steve Jobs’un Konuşması

Apple ve Pixar markalarının kurucusu Steve Jobs’un 2005 yılında Stanford Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmanın videosu…


Steve Jobs – Aç Kal Budala Kal (Alt Yazili)

NOT: Bu videoyu bana ulaştıran ERGUVAN ÖZBEK’e teşekkürler…

Kişisel Markalaşma

“Her halükarda düşündüğünüze göre, büyük düşünün”

Donald Trump

Günümüzde şirketler ürün ve hizmetleriyle marka yaratmak, başarılı markalar haline gelmek için uğraşırken, bireyler de bireysel farkındalıklarını geliştirip, kişisel özelliklerini güçlendirerek kişisel marka olmak için çabalıyorlar.

Kişisel Markalaşmayı; aktif olarak kamuoyu algısını biçimlendirerek daha fazla istemciyi cezp etmek sanatı olarak açıklayabiliriz. Kamuoyunun kendiniz hakkındaki algısını kontrol etmeniz mümkün, yani kendiniz hakkında eşsiz bir marka yaratabilir ve bunu yayabilirsiniz…

Kişisel markalaşma, hem ünlüler için hem girişimciler hem de profesyoneller için kullanılmayı bekleyen bir fırsat, bu fırsatı değerlendirmek için Madonna gibi ünlü olmanız gerekmiyor, kendinizin eşsiz güçlü yönlerinizi ve farklılaştığınız yönleri ortaya çıkartarak, kişisel marka olmak mümkün.

Kişisel markalaşma, sizin kendinizi, başkalarından sizi tanımlamadan önce tanımlamanızdır.

İstemcilerin sizinle ilgili algılarını rahatlıkla şekillendirebilirsiniz, bunun için güçlü yönlerinizi, değerlerinizi, hedeflerinizi ve kişiliğinizi anlaşılır bir şekilde ortaya koymak yeterlidir. Kendinizi ve arkasında durduğunuz şeyleri tanıştığınız herkese anlatın; istemcilerinize, müşterilerinize, arkadaşlarınıza, komşularınıza ve hatta yabancılara. Eğer bunu yeterince sık ve tutarlı şekle yaparsanız, “Kişisel Markanız” yani “Siz” oluşacaktır.

Kişisel Markalaşmanın 7 altın kuralı var;

Kural 1, Uzmanlaşma Kuralı:

Mükemmel bir kişisel marka eşsiz, sadece bir konuya konsantre olmuş olmalıdır. Konsantre olduğunuz konuda çok bilgili, çok güçlü yada çok yetenekli olmalısınız. Yetenek, doğuştan sizde olan bir özellik iken, bilgi ve güç sonradan kazanılır.

Kural 2, Liderlik Kuralı:

Konsantre olduğunuz konuda kişisel marka olmak demek, diğerlerinin sizi o uzmanlık alanının lideri şeklinde algılamasıdır. Liderlik algısı size ayrıca mükemmellik, pozisyon ve tanınırlığı da beraberinde getirecektir. Eğer uzmanlaştığınız konuda lider olarak algılanmaya başladıysanız, marka olmak yolunda çok büyük bir adım atmışsınızdır.

Kural 3, Kişisellik Kuralı:

Gerçek bir kişisel marka, kaynağının yani sizin kişiliğiniz üzerine kurulur. Bu da hem karakterinizi hem de eksikliklerinizi içerir. Dolayısıyla iyi olmanız yeterlidir, mükemmel olmak için, kişiliğinizin dışına çıkmanıza gerek yoktur. Kişiliğinizi, marka için değiştiremezsiniz. Yaratmaya çalışacağınız farklı bir kişilik ise, muhakkak bir yerlerde açık verip, marka imajını zedeleyecektir. Asla siz olmaktan vazgeçmeyin.

Kural 4, Farklılık Kuralı:

Etkili kişisel marka, rakiplerine göre farklılıkları ile sunulmalıdır. Ortalama olup, kimseyi gücendirmemek, yapılacak en büyük hatadır. Ortalama, kimsenin dikkatini çekmez, zaten en çok bulunan şeydir. Farklı olmayan, fark edilmez, farklılıklarınızı açıkça ortaya koymanız gerekir. Ortaya koyacağınız farklılıklarınız, markanızın diğerlerinin zihninde algılanması için en temel araç olacaktır.

Kural 5, Görünürlük Kuralı:

Başarılı bir kişisel markanın sürekli göz önünde olması gereklidir. Tekrar ve tekrar ve tekrar görülmesi gerekir. Ancak bu şekilde, diğerlerinin algısında, olmak istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Görünürlük, direkt olarak kaliteyi çağrıştırır. Sizin sürekli göz önünde olmanız, diğerlerine göre tercih edildiğinizin ve sunumunuzun diğerlerine göre daha iyi olduğunun algılanmasını sağlar. Daha çok görünür olmak için zaman ve para harcamaktan çekinmeyin.

Kural 6, Birlik Kuralı:

Kişisel marka ardındaki kişi, markanın uyandırdığı ahlaki ve davranışsal kod ile uyumlu hareket etmelidir. Kişisel hareketler, markanın aynası olmalıdır. Dolayısıyla, çizeceğiniz marka imajınızın tamamen düşünceleriniz, beyanlarınız, hareketleriniz, giyiminiz ve tarzınızla desteklenmesi gereklidir. Bu birlik bozulduğunda, marka imajı için vermeye çalıştığınız mesaj kirlenecektir.

Kural 7, Devamlılık Kuralı:

Kişisel markayı oluşturmak uzun sürecektir. Çok fazla reklam ve hakla ilişkiler ile bu süreyi kısaltabilirsiniz ama asla çok aza indiremezsiniz. Markanın oluşması aşamasında, markanıza yapışın, asla ama asla değiştirmeye çalışmayın. Sabırlı olun. Kişisel markaların yaratılması yıllar sürer.

Kişisel marka yaratmak, zahmetli uzun bir süreç, ama sonucunda elde edilebilecekler, bu zahmetlere değiyor.

İşte kişisel markanızı yaratmakla kazanabilecekleriniz;

• Gelirinizde ciddi artış yaratmak.

• Görünürlüğünüzde artış yaratmak.

• Rakiplerinizden farklı olmak.

• Yüksek kalitede istemci ile temas.

• Yeni iş alanlarına genişleme.

• İşi ve istemcileri seçme özgürlüğü.

• Size olan talepte artış yaratmak.

• Kişisel güvende artış.

• Sunumlar için ekstra değer isteme hakkı.

• Kişisel ve profesyonel hedeflere ulaşmak.

• Değerlerinizi dış dünyaya yansıtmak.

• Kötü zamanlarınızı kolay atlatmak

2000li yılların başları kişisel markaların yılları oldu; Jack Welch, Oprah Winfrey, Tom Peters, David Beckham, Eminem, Arman Kırım, İbrahim Tatlıses, Hülya Avşar…

Rüyamı Yaşamama İzin Verin, Ölüyü Oynamamı Sağlayın

47 yaşında evli, ve 2 çocuklu birini düşünün. Adamın en büyük hayalı, bir polisiye filimde ÖLÜYÜ oynamak. Her film seyredişinde, ölü birini gördüğünde “bu ben olabilirdim, bunu ben daha iyi yapardım” diyen biri…

Adam en sonunda dayanamıyor ve kendi web sitesini açıyor, DeadBodyGuy.Com (ÖlüBedenAdam.Com). Bu sitede kendisini evinin çeşitli mekanlarında ölü bir beden olarak fotoğraflamış. Resimler eşi tarafından çekilmiş, tüm mekan hazırlamaları ve makyaj kendisi ve eşi tarafından yapılmış. Sitesinde “Rüyamı Yaşamama İzin Verin, Ölüyü Oynamamı Sağlayın” diyor…

Şimdi gelelim işin pazarlama ile bağlantısına;

Site 3 haftada 300,000 ziyraetçi çekmiş, 100 lokal TV ve 300 radyoda haber olarak yayınlanmış. Bu günlerde NewYork uçak bileti cebinde, ilk filminde oynamaya gidiyor.

İşte kişisel pazarlama’nın en güzel örneği.

Benzer ALTERNATİF kişisel pazarlama tekniklerini bizler de hayallerimizi gerçekleştirmek için veya daha önemlisi iş ararken kullanamaz mıyız? İnternet bize bu konuda sınırsız imkan sağlıyor…