EpostaPazarlama.Com

Internet, pazarlama için en  etkin ortamlardan biri haline geldi. Hala internet  üzerinden yapılan tanıtımlar, alternatiflerine göre en  ucuz olanları. Türkiye’de internet üzerinden tanıtım  yapmak için birçok alternatif var. Google Adwords  bunlardan bir tanesi. Bir diğer alternatif de,  e-postalar yolu ile ürün veya hizmetlerin tanıtımlarının  yapılması…

 

EpostaPazarlama.Com da, e-posta yolu ile tanıtım   yapmak isteyen firmalar için hizmet veriyor. Web sitelerinde, e-posta ile tanıtım konusunda çok yalın ama   faydalı bilgiler vermişler, e-posta ile pazarlama   yaparken dikkat edilmesi gereken konuları özetlemişler.   Bunun yanında dikkate değer bir fiyatlama stratejileri   var, tüm hizmetleri 250 YTL karşılığında sunuyorlar. Şu  anda aktif olarak çalışan MailMarketer, EkoMailing,  EpostaReklam gibi şirketlerin fiyatlarıyla   karşılaştırılamayacak kadar ucuz!

E-postalarımızı Saklamak!

Seth Godin blogunda, e-posta listesini seneler evvel attığını belirtmiş. E-posta ile, eğer yeterince iyi bir itibanız varsa, insanları harekete geçirmenin çok kolay olduğunu belitmiş.

Diyor ki “E-postanızı, sadece gerçekten söyleyecek önemli birşeyleriniz için saklayın!”.

Ne dersiniz? Söyleyecek birşeylerimiz olana kadar e-posta ile pazarlama yapmayı bıraksak mı?

İnternet Reklamcılığı % 30 Yükseldi

turk.internet.com adresinden alıntıdır;

İnternet reklamcılığı sektöründeki büyümenin ve diğer reklamcılık alanlarında gelen kaymanın, reklamcıların pazarlama stratejilerini ve yaklaşımlarını değiştirmeye başladıklarını gösterdiği not ediliyor.
Yönlendirme şeklindeki ve e-mail reklamları şeklindeki internet reklamlarının yükselmekte olduğu da bildiriliyor.
Anahtar kelime arama reklamcılığı (Google tarzı)’nun 2005 yılında tek başına 5.132 milyar $ olarak gerçekleştiği bildiriliyor. Bu da Google’un ilk çeyrekteki başarılı sonuçlarını açıklıyor.
Google’un anahtar kelime ürünü AdSense şu anda şirketin ana gelir kaynağı durumunda ve Wall Street tahminlerini bile aşıyor.
Görüntü reklamcılığının da 2005 yılında 1,8 milyar $’dan yükselerek 2,5 milyar $’a çıktığı görülüyor.

Küçük Ama Büyük

Sitenizi tasarladınız – hem de en iyi şekilde, kullanıcı dostu olarak -, SEO (Search Engine Optimization – Arama Motoru Optimizasyonu) yaptırdınız – artık özel kelimelerle sizi arayanlar sitenize ulaşabiliyor- ve çevrimiçi satış yapmaya başladınız. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, çevrmiçi satışlarda da, ziyaretçilerinizin sadece küçük bir kısmı sizden satın alma yaptı. Deli gibi, SPAM, e-posta reklamı ile tanıtıma devam ettiniz ve ziyaretçi sayısını binlere çıkarttınız. Ama hala sitenizden yüksek satış rakamlarına ulaşamıyorsunuz…

İşte çok küçük bir tavsiye;

Sitenizi ziyaret edip, birşey almadan çıkanlara, siteden çıkar çıkmaz açılan bir pop-up sayfası yerleştirseniz ve deseniz ki; “Ey ziyaretçi, sitemize geldiğiniz için teşekkürler, sitemizden birşey almadığınızı gördük, olabilir, canınız sağolsun. İsterseniz aşağıdaki forma adınızı, adresinizi ve e-posta adresnizi girin. Eğer bu kısımları doldurussanız size ücretsiz olarak ……. yollayacağız. Bu teklif size, sitemizi gezip birşey almadığınız için sunuluyor”.

Sonra bu şekilde topladığınız adreslere, hem vaad ettiğiniz ücretsiz şeyleri yollasanız, hem de basılmış bir sipariş formu yollasanız???

Belki de sitenizi ziyaret edip, birşey almadan giden ve belki de sonsuza kadar bir daha dönmeyecek olan ziyaretçileri müşteriye çevirebilisiniz!

Ne dersiniz?

İnsanlar Sizin Sitenizi Neden Kullanmıyor?

Scott Heiferman insanların sitenizi niye kullanmadığını yazmış ve 50 tane sebep sıralamış.

Bence en etkinleri;

* Çünkü herkesin, kullanmadığını biliyorlar.

* Siteniz, onlarda olmayan bir problemi çözüyor.

* Sitenz onların problemini çözmüyor.

* Çünkü kimse tavsiye etmedi.

* Çünkü birşey kazandırmıyor.

 

Yazının tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Google AdWords’de Başarılı Olmak

Perry Marshall, sitesinde fikirlerini ücretsiz dağıtmaya devam eidyor. Şimdi de “Google AdWords’de Başarılı Olmak” konulu, 5 gün süren bir kursu ücretsiz veriyor. Kursa alabilmek için, Perry Marchall’ın sitesine üye olmanız lazım. Üyelik ile ilgili kısmın altında kocaman şu ibare var “Size kesinklikle spam yollamayacağıma, ve e-posta adresinizi kimseye vermeyeceğime yemin ederim.” Kurs ile ilgili bilgilere, bu bağlantıdan ulaşabilir ve üye olabilirsiniz.

 

Pazarlamanın geldiği yeni noktada, artık hepimiz bir şekilde kişisel bilgilerimizi kaptırık. Ya bankalarda hesap açtırabilmek için, ya bir çekilişe katılabilmek için, ya da bir siteye üye olabilmek için bu bilgileri güle oynaya verdik pazarlamacıların ellerine. Pazarlamacılar da bu bilgileri, bizlere yeni birşeyler satmak için kullanıyorlar. (Düşünsenize son 1 hafta içerisinde cep telefonunuza size birşey duyurmak veya satmak için kaç mesaj geldi?)  

 

Şimdi işin zor yanı başlıyor, pazarlamacıların görevleri artık sadece bu bilgileri toplayıp, analiz edip, uygun kampanyalar düzenlemekle sınırlı kalmıyor. Bundan sonra bu bilgileri elde etmek çok daha zor olacak. Pazarlamacılar artık bu bilgileri vermemiz için bize neler verilecek??? Hiçbirimiz eskisi gibi kolay ve ucuz şekilde kişisel bilgilerimizi vermeyeceğiz!

İnternet üzerinde basit ama en etkin strateji; Eşsiz anahtar kelimeler

İnternet kullanıcılarının sayısı, 2005 yılında bir milyar kişiye ulaştı. Artık, firmalar, internet üzerinde var olarak bir milyar potansiyel müşteriye ulaşabilirler. İnternet, diğer medyalar içerisinde, yayınlama ve içerik açısından en zengin ve en ucuz olanı. Üstelik, ülkemizde kabul edilen yeni yasa ile, firmaların bir web sitesi olması mecburiyeti de getirildi. Şimdi tüm şirketler, internet üzerinde var olabilmek için siteler açacaklar.

Peki bu sitelerin potansiyel müşterilerini çekme olasılıkları nedir?

Cevap, ne yazık ki sıfıra yakın.

Çünkü on binlerce şirket, benzer içerikler ile internet üzerinde olacaklar. Kullanıcılar ya da potansiyel müşteriler, firmaları ya da sunduğu ürün ve hizmetleri bulmak için arama motorlarında aramalar yapacak ve karşılarına çıkan binlerce sonuç içerisinde ilk yirmi tanesini, eğer sabırlı bir kullanıcılar iseler ilk elli tanesini ziyaret edecekler. Bu durumda, aynı ürün veya hizmet grubunda arama yapıldığında yüzden daha geride sıralanan firmaların web sitelerinin hiç şansı kalmayacak.

Peki bu arama motorlarında öncelikli listelenmek için yapılması gerek nedir?

Cevap, “anahtar kelime (keyword)”.

Neredeyse tüm arama motorları, robotları vasıtası ile gün içerisinde yüz binlerce siteyi gezmektedir. Bu gezinmeler sırasında, sitede bulunan kodlardan ilgili anahtar kelimeleri not etmekte ve siteyi bu anahtar kelimelere göre dizinlemektedir.

Bunun dışında, site arama motorlarına kayıt edilirken, arama motorları siteyi hangi anahtar kelimeler ile kayıt edeceğini sormaktadır.

Her iki işlemde de, eğer anahtar kelimeler “eşsiz” belirlenmişse, firma web sitesi, ilgili aramalarda çok önce gösterilecektir.

Basit bir örnek vereyim: Pazarlama üzerinde yazdığım web günlüğünün anahtar kelimeleri içerisinde “pazarlama ve gerilla pazarlama” var. En yaygın olarak kullanılan arama motoru olan Google’da “pazarlama” kelimesi arandığında 2.220.000 sonuç çıkıyor. Aynı arama “gerilla pazarlama” olarak yapıldığında çıkan sonuç sayısı 1.010 ve benim sitem “Pazarlama Canavarı” çıkan ilk sonuç.

Firmaların web siteleri için izlemeleri gereken strateji de bunun tıpatıp aynısı, eşsiz anahtar kelimeler bulmak, bu anahtar kelimeleri hem sitenin kodu içerisine yerleştirmek hem de sitenin arama motorlarına kaydı yapılırken kullanmak.

İnternet üzerinde binlerce web sitesi, siteleri yüzlerce arama motorları kaydediyor ve bunun için hiç de az olmayan paralar talep ediyor. Fakat, eşsiz anahtar kelimeler ile kayıt edilmeyen bir firmanın web sitesinin, aramalar sonunda ilk sıralarda çıkma olasılığı sıfıra yakın.

Bu yüzden, tüm firmaların öncelikle ürün ve hizmetlerini tanımlayan “eşsiz” anahtar kelimeleri bulmaları gerekli. Aksi halde ne içeriği çok zengin bir web sitesi, ne muhteşem ürün ve hizmetler ne de binlerce dolar harcanıp yüzlerce arama motoruna kayıt ettirilmiş web sitesi potansiyel müşterilerine ulaşamaz.

50 milisaniye

Nature.com’un haberine göre, Kanada’da yapılan araştırma kullanıcıların bir siteyi 50 milisaniye içerisinde değerlendirdiğini ortaya koymuş.

Yani potansiyel okuyucular, bir siteye girdiklerinde 50 milisaniye içerisinde değerlendirmelerini tamamlıyorlarmış.

Bir siteye yönlendirilen trafiğin %60’ının arama motorlarından geldiği düşünüldüğünde, tam bir felaket ortaya çıkıyor.

Potansiyel okuyucu (ki bu potansiyel müşteri de olabilir), arama motorundan siteleri buluyor, açıyor ve 50 milisaniye içerisinde sitenin ve içeriğin işin yarayıp yaramıyacağına karar veriyor.

Bu durumda;

1- Muhakkak hızlı yüklenmek için tasarlanmış (optimize edilmiş), hızlı yüklenen,

2- Küçük boyutlu resimler kullanılmış,

3- İlk 50 milisaniyede potansiel okuyucuda aradığını bulduğunun sinyallaerini gönderecek, içeriği özetleyecek

siteler tasarlanması gerekiyor.

Büyük iş ile, iş yok arasındaki farkı bu özellikler yaratıyor.